Kastamonu ve yöresi geleneksel el sanatları yönünden çeşitlilik ve zenginlik gösterir.Her ne kadar son yıllarda şehirlere sürekli göçler , teknolojik gelişmeler , hızlı ve ucuz üretim el sanatlarının giderek azalmasına karşın yine de Kastamonu ve çevresinde geleneksel el sanatlarının yaşadığını görmekteyiz.İşte bunlardan birkaçı:
Kastamonu ve İlçelerinin en yaygın gelir getirici olan el sanatı Çarşaf Bağı özellikle yerli dokuma "sarı kıvrak" yatak çarşaflarının iki uzun kenarına veya dört kenarına pamuk ipliğinden alet kullanılmaksızın kadınların parmak uçları tırnakları marifetiyle düğümler atılarak yapılan süslemelerdir.
Cide,Şenpazar,Küre,Azdavay,Pınarbaşı ilçelerinde keten dokumalarına rastlanılmaktadır. üz ve renkli dokuma olarak yatak çarşafı,en böze (kadın iş önlüğü,başörtüsü.peşkir, göynek) dokumalarına sık olmasa da rastlanmaktadır. Tosya ilçemizdeki tela imali giyim sektörünün ihtiyacı için yaşamaktadır.Düz, beyaz tiftikten iç kuşağı ve renkli üç dilim kuşağı, hamam kesesi Türkiye çapında aranmaktadır.
Kastamonu Merkez , Daday ve Devrekani ilçelerinde düz beyaz patiska bez üzerine , ıhlamur ağacı üzerine elle oyma veya kabartma olarak yapılmış bitkisel , geometrik motif işli , değişik boyutlarda ki ahşap kalıpların özel hazırlanmış tek renkli boyaya batırılıp basılması suretiyle Sofra Bezi "sini bezi" yapılmaktadır.
Çağımızdaki gelişmeler nedeni ile pek çok sanat dalı kaybolmaktadır. Bunlardan biri de oya sanatıdır. Kastamonu'da iğne oyacılığını geçim kaynağı olarak kullanan sanatkârlar hayatta iken bilgi ve görgülerini belgelemek amacıyla, bu araştırmaya başlanmıştır. Kastamonu merkez ilçesi Topcuoğlu, İsfendiyarbey, Aşağıİmaret, Kırkçeşme, Hisarardı, Beyçelebi, Ayalar mahallelerinde yaşamakta olan, 45-80 yaşları arasındaki 42 oya ustasına ulaşılmıştır. Yapılan görüşmeler sonunda, eserleri incelenmiş, örnekler alınmıştır.
İğne oyası, mendil, yazma, göynek yakası üzerine ipek İpliği ve iğne kullanılarak örülen veya örüldükten sonra dikilen düğümlü örgü sanatıdır.
Kastamonu'da hatıra iğne oyaları gelenek olarak, kutular içinde ve sandıklarda saklanıp nesilden nesile aktarılmaktadır. 80 yaşındaki oyacının anneannesinin annesinden kalma oya örneği, en az 150-200 yıllık oyadır. Kastamonu'da oyacılığın daha eski yıllardan bu yana var olduğu tahmin edilmektedir, iğne İle yapılan örgülerin XII. yüzyılda Anadolu'dan Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya geçtiği belirtilmektedir (Özben, 1948:4). Ulaşılan canlı kaynaklardan sağlanan bilgilere göre, Osmanlı'nın son döneminde de erkekleri savaşa giden kadınların tüccarlar aracılığı ile Avrupa'ya oya sattığı ve geçimini sağladığı öğrenilmiştir. Günümüzde az da olsa bu sanatı devam ettirenler bulunmaktadır.
Kadının önem verdiği bir konu da süslenmektir. İpeğin üretimi, oyanın yapılması tamamen kendi eseri olduğundan, daha ucuz bir şekilde süslenmesini sağlamakta; aynı zamanda sanat yönünü ortaya çıkardığından, ona toplumda bir statü kazandırmaktadır. Ayrıca, kadının ekonomik bağımsızlığını da sağlamaktadır.
Kastamonu'da İğne Oyasının Kutlanıldığı Yerler :
Oya, erkeklerin fesinde, uçkurunda, göyneğinde, yağiıkta, tütün kesesi, kellepoş ve para keselerinde yerini almaktadır.
Kadınlarda ise, fes krepleri, yemeni oyalan, namaz başörtüleri, mevlüt başörtüleri çamaşırların kol, yaka ve paçalarında; mendiller, hamam takımı ve tülbentlerde; gelir taçları, bebek yüzü örtüleri, yaka çiçekleri; ayrıca yatak takımı ile masa sehpî örtülerinde kullanılmaktadır.
Erkekler tarafından kullanılan iğne oyalan: Erkek feslerinin üzerine "çökü" denen kafiye veya çengel köy yazması bağlanır. Bu yazma ve kafiyelerin çevresine sıra oya (vezir köprüsü, balık kılçığı, düz kaya) yapılır; fese bağlanarak ucu yandan sarkıtılır. Bu oyalı başlığı saygıdeğer erkekler takabilir.
İç çamaşırı sarıkıvrak bezden dokunur; el dikişi ile dikilir; kot ve yaka çevresi sıçan dişi, kötürüm zürafa oyası ite sınırlanır. Uçkur ve yastıklara Türk İşi işlenir; uç kısımlarına kirpik oyası yapılır.
Erkek, para, saat ve tütün keseleri el dokuması sarıkıvrak ve kadifeden yapılır. Damat kesesinde sevginin anlatılması, kullanılan renklerin canlı olmasına bağlıdır. Lale, gül, tekli eğseren ve vezir isimli tek boyutlu oyalar yapılır. Kaynata keseleri ise sarıkıvrak kumaştan yapılır; aynı renkte kötürüm zürafa ve kirpik ile süslenir.
Erkek yeleklerinin sağ omzunun içinden çevre mendil çıkartılır. Bunlar, ipekten Türk İşi işlemeli etrafı ince sıra oyalarla süslenmiş mendillerdir. Damat olduğu oyalı mendilden anlaşılır. Gelin kız mendil İle kafiyeye aynı oyayı uygular. Yaşlılar ise, oyalarla süslü çevre mendillerinin yarısını,Tosya kuşağı veya silahlık içinden dışarıya doğru üçgen biçiminde sarkıtırlar. Bu mendillerde sıra oya kullanılır.
Erkekler tarlada çalışırken basma "kellepoş" giyer. Çift kat sarıkıvrak bez üzerine, mumlu ipîe dikiş uygulanır, böylece sert olması sağlanır. Kellepoşun alnına kirpik oya uygulanır.
Kadınların kullandığı oyaların başında yemeni oyalan gelmektedir. Yemeni oyalarının iletişim sağlama Özelliği de bulunmaktadır. Yemeninin ince ve dokumasının kusursuz oluşu, deseninin zarif ve uyumlu renklerden ve on iki dallı olması aranan özelliklerdir. Yemeni renklerinden en fazla kullanılanlar: semani, zeytuni, fesrengi, siyah, gül kurusu, beyaz, çağla yeşili, limon küfü, yavruağzı, havai mavi, lacivert, deve tüyü, kimyon, pekmez kefi, vişne çürüğü, eflatun gibi renklerdir. Kenarına yapılacak oyanın renkleri yemeninin desenindeki ve zeminindeki renkier dikkate alınarak seçilir. Yaşlılar koyu ve pastel renkleri, küçük oyaları; gençler açık renkleri, üç boyutlu, telli, iri oyalan tercih etmektedir. Yemeninin elbisenin rengi ile uyumlu olmasına özen gösterilir. Yemeninin temiz ve ütülü görünmesi, başa örtüldüğünde uçlarının aynı hizada bulunması gerekmektedir. Bu nedenle kullanılan yemeni iki kişi tarafından katlanıp kutuda muhafaza edilir. Namaz başörtülerinde, cambaz, şehriye motifleri gibi iki boyutlu oyalar kullanılır; oyanın üzeri işlenebilir. Bu örtüler beyaz tülbent üzerine oyalanır.
Mevlüt başörtüleri ise genelde beyaz, ipek örtülerdir. Dikdörtgen biçiminde olup üç kenarı oyalanır. Düğün mevlütlerin de iki renkli veya genellikle tek renkli papatya oya tercih edilir. Üzüntülü günlerde okunan mevlütlerde ise küçük ve sade oyalı pamuklu örtü tercih edilir.
Tülbent ve hamam takımlarında tülbent kenarına yapılan oyalara pul ve boncuk da ilave edilmektedir.
Kadın mendilleri ve bebek yüzü mendil oyaları ipekli kumaş etrafına kumaşın renginde ipekle, tek renkli sıra oyalardan biri uygulanır. Kadın mendillerinde dal oya da kullanılabilir.
Bebeklerin önlükleri ve göyneklerinde değişik renklerde çift zürafa yapılır; bebeğin cildine zarar vermemesi düşünülür. Bebek yastığı ve kundak takımları çoğunlukla vezir köprüsü oya İle süslenir. Kız annesi ilk torunu için hazırladığı bu takımları kızına hediye eder. Bebek görmeye gidildiğinde bu bebek yastığına ailelerin kırmızı kurdeleli altın takması gelenektir.
Kadın feslerindeki krepler ince küçük ve zarif olmalıdır. Leylak ve sümbül oyalar tel üzerine yapılır. Altınlarla süslü fes üzerine oyalar görünecek biçimde sarılır.
Elbise yakalarına takmak üzere çiçek dalı şeklinde yapılan oyalar, tabiattaki boyut ve renklerde aslına uygun olacak şekilde yapılır; yumurta ve şeker kolası ile sertleştirüİr. Bu çiçeklerin çoğaltılması ile gelin taçları yapılır. Taca konan oyalar daha iri, renkler canlı ve gelinin başını kaplayacak kadar çoktur, telli ve demetler şeklindedir.
Masa, sehpa örtüleri motiflerin yan yana sıralanarak küçük örtüler oluşturulmasıdır, yatak takımları ise mutluluğu anlatan oyalardan seçilir.